Sydney’de ev kiralamak nasıl işliyor?

Merhaba yeniden yaz mevsimi!

Türkiye’den dönüp ayağımızın tozuyla bir arkadaşımızın 38. yaş gününü kutlamaya gittik. Komşular, tanıdıklar, Türk arkadaş grubumuz, cümbür cemaat oradaydık. Çok güzel bir çilingir sofrası eşliğinde sohbetler edildi, yemekler yenildi.

Ece & Batur’s Mansion

Bizim küçük grubumuzda çoğunluk artık işini oturttu, düzenini kurdu. Vatandaşlıklarını alanlar oldu. Evlenenler oldu. Sıra belki ev almak, belki ev hayvanı sahiplenmek, belki de aileyi genişletmek gibi konulara gelmişken, hakikaten bu kadar uzakta, böyle bir grubumuz olduğu için çok şanslı hissediyorum kendimi. Hepimiz çok tatlıyız.

“Türkiye’de neler yaptık?” kısmını geçiyorum. Çünkü her şey çok güzeldi. Şimdi geçen bu bir aylık ziyaret sonrasında sırada kendimize kalacak ev bulmak vardı. Gitmeden önce paylaşımlı evimizi boşaltmış ve tüm eşyalarımızla birlikte Ali&Başak’ların evine yerleşmiştik. Ayağımızın tozuyla, geldiğimiz haftanın sonuna gezilecek 8 tane ev ayarladık. Bondi çok fazla insan trafiği alan bir bölge olduğundan, yaz-kış kiralık ev ilanı bolca bulunuyor.

Peki nasıl ayarladık bu evleri? Burada kiralık veya satılık evleri bulabileceğin iki ana internet sitesi var. Bu sitelerin telefon için uygulamaları da var. Oturmak istediğin mahalleyi seçip, diğer birtakım istediğin özellikleri de filtreleyip, evleri favorilerine ekleyebiliyorsun.

Biz kendimize göre 8 tane ev belirleyip, Cumartesi sabahı saat 8’de Bondi’daydık. Her bir evin ortalama 15 dakika gösterim süresi var. Evleri de emlakçılar gösteriyor. Bu kısa sürede görüp, karar verip, fotoğraf çekip, notunu alıp çıkıyorsun. Eğer tutma ihtimalinin olduğunu düşünüyorsan, emlakçıdan başvuru yapabilmen için link göndermesini istiyorsun. Sonra koştur koştur ikinci eve…

Biz şanslıydık çünkü yürüyerek yetişebileceğimiz uzaklıkta ki evlere bakıyorduk. Buna rağmen bol koşturmacalı ve bol terlemeli bir süreç geçirdik. Biraz da bu sebepten hemen ilk hafta bu işi halletmek istiyorduk.

Zannediyorum 4 ev gezdikten sonra, sıra resimlerini çok beğendiğimiz eve gelmişti. İlk kez bir eve bakmaya gelen bu kadar kişi görüyorduk. 1+1 olması, çamaşır makinesinin ve bulaşık makinesinin daire içinde olması ve ve ve en güzeli devasa bir arka bahçesinin olması bizi kalpten vurmuştu. Gerçek hali bizi daha çok etkilemişti. Evin minik bir kot farkından dolayı salondan yatak odasına geçebileceğin basamakları vardı. Böyle küçük karakteristik şeyler benim hep çok hoşuma gitmiştir. O minik basamaklara da vuruldum yani. Ek olarak açık mutfağı vardı. Özgür de benim kadar etkilenmişti haliyle ve direk başvuracağımızı emlakçılara belli ettik. İletişim bilgilerimiz alındı ve başvuru için linki göndereceklerini söylediler. İçimizde bir heyecan bakacağımız son eve gittik ve orasının sadece 5 aylık kiracı istiyor olması sebebiyle vazgeçtik.

Sneak peek ;)
Sneak peek 😉

Aynı günün gecesinde başvuru linkini yolladılar. Şimdi, insan sanıyor ki kişisel bilgilerini gireceksin sisteme ve başvuruyu yollayacaksın. Ama öyle değil. Vizeye başvururken maaş bordronu isterler, bankada ne kadar para var onu görmek isterler ya, aynı şeyleri ve fazlasını eski referanslarını, bordronu, ödenmiş faturalarını, kimlik bilgilerini kısaca sana güvenmesi için ne gerekiyorsa sisteme yüklemen gerekiyor. Ve bir şey daha. Kira! Biz diğer olası rakipleri elemek için istenen kiradan 10 dolar fazla veririz dedik. Bu taktiği tabi ki deneyimli arkadaşlarımızdan öğrenmiştik. Türkiye’de daha azını vermek için çabalarsın ya, gariptir ki burada tam tersi. Direksiyonlar da terste zaten. Ehe.

Velhasıl, pazartesi günü başvurumuzu yolladık, salı sabahı onaylandı!

Bu ayın 20’sinde içindeki kiracı çıkıyor ve bize anahtar teslimi yapılıyor. Sonrası zaten işin en zevkli kısmı. Çiçekler, biberler, domatesler hayal ediyorum. Özgür her gün mangal yapmayı hayal ediyor. Arkadaşlarımız, ailelerimiz Türkiye’den bizi ziyarete gelmiş, beraber kalıyormuşuz. Bunları hayal ediyoruz.

Tam 19 ay geçmiş olacak biz kendi başımıza eve çıktığımızda. Bu zamana kadar başkalarıyla ev paylaştığımız için hiç pişman olmadık. Kesinlikle herkesin hayatında bir kere yaşayabileceği bir fırsattı ve çok eğlendik. Bu geçiş süresinde bize evlerini açan güzel arkadaşlarımız Ali ve Başak’a bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Son olarak bu yazımı güzel Jakaranda ağaçları ile sonlandırıyorum.

Jacaranda Mimosifolia

The end.

Yapılacaklar listemize bir göz atalım.

Gidiş tarihimiz kesinleşti.

4 Nisan.

1

Bu hafta içerisinde biletlerimizi almış olacağız. Çok farklı firmalarla uçuş yapmak mümkün. Direk uçuş maalesef ülkemizden olmadığından çok fazla yorulmamak ve bagajı kaybetmemek adına 1 aktarmalı uçuşu tercih ediyoruz. Şu anda bilet fiyatları iki kişi tek yön 3.800 TL civarında.(Aslında değilmiş. Bugün o fiyatı veren firmayı aradığımızda aynı kriterlere göre söylediği fiyat 4.400 TL oldu. Biz de tek aktarmalı 4.000 TL altına uçamayacağımızı öğrenmiş olduk :)). Daha uygununu da bulabiliyorsunuz fakat bu sefer aktarma sayınızı artırmanız gerekiyor. Sanırım bavulların kaybolma ihtimalini kimse göze alamaz ve tek aktarma tercih edilir diye düşünüyorum.

2

Çoğu havayolunda bizim gördüğümüz bagaj hakkı kişi başı 30 kg. Üzerine çıkınca ekstra para ödemeniz gerekiyor. Bu paralar da kilo başına 50 USD gibi fiyatlarla hesaplanıyor (referans: Singapur Havayolları). Hiç de az değil. Fakat biz, bu hakkı kişi başı 46 kg olan bir havayolu tercih ederek fazlası ile doğru bir karar verdiğimizi düşünüyoruz :).

(Biletimizi aldık. Etihad Airways,iki kişi 4.756 TL, kişi başı 2×23 kilo bagaj hakki)

3

Eğer temelli olarak bir ülkeye gidiyorsanız ve bütçenizde tüm eşyalarınızı yanınızda götürmeye yetmiyorsa önceliklendirerek ve ihtiyaçlarınıza göre eleme yapmalısınız derim.

Kendi bavulum için konuşuyorum :). İlk gidişte yanıma bolca kıyafet (oranın mevsimine göre daha çok yazlık alıyorum), iki çanta, iki ayakkabı, bir kemer, iki atkı, bir mont, takılar ve bir kaç makyaj malzemesi almayı düşünüyorum. Daha çok var fakat en son hali bu olur, bir ya da iki eksiği ya da fazlası. El bagaj hakkımızda da götürebileceğimiz kadar elektronik eşyamızı götüreceğiz (Bilgisayar, projeksiyon gibi). Bu arada okuduğum bloglardan birinde bir trick öğrendim. Havayolu şirketleri üzerinize giydiğiniz kıyafetlere karışamıyormuş. Okuduğum blogger üzerine yüz kat kıyafet giyip yolculuk yapmıştı. Yerden tasarruf etmek için harika bir fikir gibi geldi :). Ben de yapabilirim :).

4

Yapılacaklar listemizin tepesindeki ikinci önemli şey oraya gitmeden evvel kalacak bir yer ayarlamak olacak. Airbnb bizim için en iyi seçenek. Beğendiğimiz evleri işaretledik. Muhtemelen bugün eleme yapıp fiyatı da uygun olan bir evi kiralayacağız. İlk etapta on ya da on beş günlük kiralamayı düşünüyoruz. Bu süre zarfında da her şey yolunda giderse iş bulup normal kiralık eve geçmeyi planlıyoruz.

5

Peki evde kalan diğer eşyalar ne olacak? Biz şöyle karar verdik. Beyaz eşyaları, koltukları, yatakları, raf ve dolapları (büyük baş hayvanları) burada bırakıyoruz. Yakınımızda ihtiyacı olanlara öncelikle verip kalanı satalım dedik. Satma kısmı için henüz bir çaba harcamadık. Yine çevremizdekilere eşya almak isteyenler olursa diye haber saldık. En son olarak da kirada oturduğumuzdan emlakçıya söyledik. Belki biz çıktıktan sonra kiralayacakların ihtiyacı vardır, almak isterler diye.Keşke ihtiyacı olan çıksa da tek seferde kapatsak bu işi (fingerscrossed). Evde bulunan diğer eşyaları orada yerleşip kalıcı bir adres edindiğimizde kargo yapmayı düşünüyoruz. Bu sebeple koliler alıp kalan ufak tefek eşyaları kolilere yerleştirmeye başlayacağız. Ev bulana kadar geçecek süre zarfında da annelerde kalacak kolilerimiz (ilk kolimizi bugün yaptık!).

6

Yazıyı yazmaya başladıktan sonraki geçen süre zarfında tüm eşyalarımızı sattık diyebilirim. Bir kaç parça şey kaldı. Onları da eşe dosta vereceğiz. Ocak’ın ilk haftası evi boşaltıyoruz. Şu andan itibaren tam bir ayımız var. Yavaş yavaş herşeyi eliyoruz, atıyoruz, kenara ayırıyoruz. Bu eleme-ayıklama işleri çok iyi geliyor, ne kadar az eşya o kadar çok alan demek. Gideceğimiz ülkede de bu fikri benimseyip herşeyin azı güzeldir felsefesi ile yaşamayı düşünüyoruz :). Onun dışında arkadaşlarımızla vakit geçirmeye çalışıyoruz.  Her hafta sonuna bir plan yapıp kimseyle, özellikle de en yakınlarımızla daha az görüşmeden gitmek istemiyoruz.

7

Gideceğimiz gün yaklaştıkça heyecanımız artacak, kesin olarak bunu söyleyebilirim. Şu an daha çok işlerimizle alakadar durumdayız. Umarım aynı heyecanı yaşayan, yaşayacak birilerini bu bloga yorum yazarken bulurum :). Neler yaşanıyor konuşmuş oluruz.

O zamana kadar be strong 🙂

source