Çok hızlı gelmedin mi 2020?

Daha başımıza geleceklerden habersiz yazıma aşağıdaki gibi bir giriş yazmışım. Olduğu gibi paylaşıyorum. Güncel zamandan yazım çok yakında gelecek.


Merhabalar.
2019’un son ayında yazdığım yazımı paylaşıyorum. 2020 senesi Avustralya yangınları ile bizlere küresel ısınmanın kaçınılamayacak sonuçları olduğunu çok acı bir şekilde anlattı. Yangınların en kısa zamanda tamamen sönmesi ve daha duyarlı olmamız dileğiyle...

Şimdi yazarken farkediyorum İngilizce-Türkçe kelimeler birbirine giriyor ara ara. Bu İngilizce’yi çok iyi bildiğimden değil, sadece İngilizce’nin günlük hayatımıza girmesinden. Sen de benim gibi İngilizceyi hayatıma sokayım artık diyorsan, anadili İngilizce olan kişilerle konuşabileceğin Cambly uygulaması ile bunu yapabillirsin. Şaka şaka 🙂 Youtube’da bir Cambly , bir Trendyol reklamı görmekten gına geldi. Size de gelmedi mi?

Sydney’de rüzgarlı ve soğuk kış ayını atlatmıştık, ilkbaharı da yeni bitirdik ama maalesef yaz bu sene büyük yangınlarla geldi. Avustralya’da rekor üzerine rekor kırdığımız kurak, az yağışlı ve bol yangınlı günler geçiriyoruz. Son bir aydır kontrol altına alınamayan ve söndürülemeyen yangınlardan, bitki örtüsünden sonra en çok ne yapacağını bilemediği ve yavaş olduğu için kaçamayan koalalar etkilenmiş durumda. Yağmur bekliyoruz ve bu sırada bireysel olarak su kullanımımıza dikkat ediyoruz başka çaremiz yok.

2019’da neler oldu?
En son evimize çok yakın, hatta aynı sokaktaki bir butikte çalışıyordum. Tek başıma kepengini açıp kapadığım, gün içinde her şeyinden sorumlu olduğum, sanki benimmiş gibi benimsedigim bir işte çalıştım diyebilirim. Markanın sahibi aynı zamanda beni de işe alan Natalie’yi de çok sevdim. Çok güzel bir rutinim oluşmuştu. Sabah 8’de kalkıp kahvaltımı ediyor, bazı günler yürüyüşe gidiyor ardından eve gelip hazırlanıp 10’da da gidip mağazayı açıyordum. Akşam 6’da kapıyordum. Ev ile iş yerinin arasının yürüyerek 10 dakika mesafede olmasının keyfini sonunda çıkarmaya başlamıştım. Derken yaklaşık 4 buçuk ay kadar sonra Natalie’den iş yerini kapatacağını, kendi evine yakın bir yere taşımak istediğini öğrendim. Kesinlikle haklı sebepleri vardı. Bondi’ın yazın artan bir nüfusunun ve trafiğinin olması, kiraların çok yüksek olması (yıllık 90k kadar) ticaretin kış aylarında azalması gibi bir gerçeği var. Ayrıca Natalie 2 saat kadar uzaklıkta yaşıyordu ve gidip gelmesi çok vaktini alıyordu. 4 sene dayandıktan sonra bu kararı alması gerekti, o da bana denk geldi :). Mağazanın kapanacağını öğrendiğim günün akşamını, belirsizliğin getirdiği karmaşık duygular içerisinde olsam da, akşam yemeğine çıkıp, yeni başlangıçlara kucak açarak uğurladık.

Olsun! Her beklenmeyen değişiklik başka şeylere vesile olacaktır, başka kapılar açacaktır mantığıyla hareket edip, neler yapmak istediğimi düşünmeye başladım. Uzun zamandır da aklımda olan Grafik Tasarım-Illustrasyon konuları hakkında mı çalışsam diye düşünmeye başladım. Bu işşiz kalma durumunun bir fırsat olduğunu düşünüp bu konuda daha geniş eğitim alabileceğim kurumları araştırdım ve eski dostum TAFE’te karar kıldım. Birinci sebebi, kabul gören bir kurum, ikincisi ise diğer devlet ya da özel üniversite-kurslara kıyasla çok uygun bir ücretinin olmasıydı. Şansıma kursun başlangıç tarihi birkaç hafta sonrasına denk geliyordu ve normalde Türkiye’ye Eylül’de gitme planımız varken bunu askıya alıp kursa kaydoldum. Sonunda 3 hafta kadar önce 5 ay süren bu kursu tamamladım. Haftada toplam 18 saat ders gördük. Resmen tekrar okula döndüm ve dersler çok eğlenceli geçti.

Şu ana kadar yaptığım şeyleri düşününce (Biyoloji Eğitimi-Banka Deneyimim-Hizmet sektörü ve Mağazacılık) bu en zevk aldığım alan oldu. Önümüzdeki sene 1 yıllık diploma eğitimini de tamamlamaya niyet ediyorum. Bazı zamanlarda ister istemez korkuyorum “ben nasıl kendime piyasada yer edineceğim, nasıl iş bulacağım” diye ama, bir şekilde olması için elimden geleni yapacağım. Zaten önemli olan da elinden geleni yapmak degil mi? Denemeden bilemeyeceğim.

(Bloğum seni özlemişim.)

2019 yılı benim için çok hızlı ve her zamankinden daha farklı geçmiş oldu böylelikle. Avustralya’ya yeni taşınan arkadaşlarımız oldu bu arada. Yeni kişiler tanıdıkça herkesin aynı ama bir o kadar da farklı Türkiye hayatları yaşadığını görüyoruz. Hepimizin özlemleri, kaygıları, heyecanları, hayattan beklentileri o kadar benzer ki… Herkesin birbirine destek olduğu, kimi zaman ailesi olduğu bir ortamımız oldu.

Çok klişeleşmiş o deyiş var ya, korunaklı/konforlu alanından çıkmak. Çok doğru. Sana neler katabileceğini yaşamadan bilemiyorsun. Biz bunu başka bir ülkeye taşınarak yaptık. Farklı bir spor dalını deneyerek yaptık. Şu anda farklı bir meslek edinmeyi deneyerek yapıyorum. Yine o konfor alanından çıkıyorum. Hayat sağlığın oldukça ve yeni şeyler deneyerek, yeni yerler görerek güzel geçiyor. Tavsiye ediyorum 🙂

Son olarak biz yeni yıla Türkiye’de giriyoruz. Bekleyin bizi..

(ÇOK GÜZEL GİRDİK BE)

Published by

selotonin

Merhaba ben Selin. Nisan 2017'de esim Ozgur ile beraber Sydney-Avustralya'ya taşındik! Tasinma sürecimiz, yaptıklarımız, sonrasında olanlar ve olacak her şeyi kendimce yazmaya başladigim bloguma hos geldin! Keyifli okumalar!

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s