Merhaba 😊
Artık internette seyahat, göç, macera, keşif, yaşam tarzı, ne olursa olsun çok fazla güzel ve başarılı binlerce blog olduğu için bir yanım yazılmamış olanı yazmaya çalış diyor ve bu çok zor bir şey :). Bu zamana kadar henüz çok fazla yer görme şansım olmadı. Gördüğüm yerler hakkında bir şeyler yazacak kadar bilgi de toplamamıştım ve aklımda blog yazmak hiç olmamıştı. Karşımıza Avustralya’ya taşınmak gibi büyük bir değişiklik çıkınca ve bunun bir yere gezmeye gitmek kadar kısa olmayacağını düşününce ben de yazmaya başlamaya karar verdim. Hem ailelerimizin, arkadaşlarımızın topluca ‘neler yapıyoruz’un cevabını görebilecek olması, hem de birilerine belki yardımı dokunur, buralar hakkında fikir sahibi olur düşüncesi hoşuma gitti. Bir yandan da olmayan yazma kabiliyetimin gelişeceğine inanıyorum 😊. Ha bir diğer amacım ise İngilizce’mi ilerlettiğimde bloğuma hem İngilizce hem de Türkçe olarak devam edebilmek.
Şimdiden keyifli okumalar. 😊
Elimizden düşürmediğimiz telefonumuz tabiki de tatile giderken ya da taşınırken de elimizden düşmeyecek 😊. Fotoğraflar çekilecek, notlar alınacak, haritadan gidilecek yere bakılacak, Google’dan blog araştırmaları yapılacak, sosyal medya olmazsa olmazımız, sürekli iletişim halinde olmamız ve bir yandan hazırlanmamız gerekecek. Bu yazımda, hazırlık aşamasında ve yeni bir şehre, ülkeye geldiğimizde bize çok yardımcı olan uygulamalardan bahsetmek istedim.
Wunderlist
Bir kere en baştan itibaren yaptığımız şey not almak olacak. Her şeyi aklımızda tutmamız imkansız. Düzenli bir şekilde not alıp telefondan bakmak en iyisi. Bu uygulama ile istediğiniz kişi ile paylaşımlı olarak not tutabiliyorsunuz. Hatırlatma kurabiliyorsunuz. Paylaşımlı kulandığınız kişiye görev atayabiliyorsunuz. Atanan göreve not ekleyebiliyorsunuz. Kullanması çok kolay ve sade bir uygulama. Biz yıllardır kullanıyoruz. Alışveriş listelerimizi, bavula konacakları, izlenecek filmleri bu uygulamadaki farklı listelerde tutuyoruz. Buna bir alternatif Evernote’u gösterebiliriz.
Sesli Sözlük
Farklı bir dilin konuşulduğu ülkeye gidildiğinde sözlük şart oluyor. Sesli sözlük hem kelime hem de cümle çevirebiliyor. İngilizce dışında Almanca, Arapça, Danca, Farsça, Fince, Fransızca, Hollandaca, İspanyolca, İsveççe, İtalyanca, Latince, Polonyaca, Portekizce, Rusça, Yunanca (öehh yoruldum) seçenekleri de var. Nasıl telaffuz edildiğini de hem yazarak hem de sesli olarak gösteriyor. Abuk subuk bir sürü kelime aratmışlığım da oldu, performansı oldukça iyi. Arattığınız her kelimeyi tarihçe bölümünde bir kenarda tutuyor.
Evernote
Evernote’u herkesin duyduğundan eminim. Aslında kullanımının göçmenlikle ve seyahat ile doğrudan bir ilgisi yok. Bu uygulama, bildiğiniz bir not defteri. Evlenme hazırlıklarında baktığımız evleri ve alacağımız eşyaları not alarak başladık, iş yerinde toplantı notlarını tutmaya geçtik, yemek tarifleri geldi ve genişledikçe genişliyor.
Evernote her benzeri uygulama gibi farklı cihazlar ve web uygulaması ile senkronizasyon sağladığı gibi sesli notlar ve el yazısı ile notlar almanızı da sağlıyor. Notlarınızı uygulamayı kullanmayan biriyle de link olarak paylaşabiliyorsunuz. Örneğin, Mecidiyeköy’deki evimizden çıkarken yeni taşınacak olan kiracıya ve ev sahiplerimize bu şekilde birer not ilettik.
Evernote, geçtiğimiz haftalarda browser eklentilerini duyurdu. Bu şekilde, internette denk geldiğiniz makaleleri, haberleri vs. doğrudan birer not olarak kaydedebiliyorsunuz.
Moovit

Bir anımla başlayayım anlatmaya. Sydney’e ilk geldiğimiz ve otobüsü ikinci kez falan kullandığım gündü. Telefonumda Moovit uygulaması açık ve eve geldiğimde ineceğim durağı bekliyordum, bir gözüm hep telefondaydı. Derken yanımdaki çocuğun da benim gibi haritadan ineceği yeri anlamaya çalıştığını fark ettim. Aynı anda o da benim telefonuma baktı ve ayni şeyi benim yaptığımı anladı, güldük. Sonra dedim ki ‘bu uygulamayı indirmelisin bence, hem ineceğin durağa gelmeden uyarıyor’. Uygulamayı açtığında ‘nereye gitmek istiyorsun?’ yazısı çıkıyor karşınıza. Gideceğin yeri yazdıktan sonra da alternatifleriyle tüm ulaşım seçeneklerini ve ne kadar sürede gideceğini gösteriyor. Buna tüm toplu taşıma araçlarının kalkış saatleri ve senin olduğun durağa gelmesine ne kadar kaldığı da dahil. Durağa nereden, nasıl ve kaç dakikada gidebileceğini de gösteriyor. En sık gittiğin yerleri favorilerine ekleyebiliyorsun ve tekrar tekrar aynı yeri yazma derdinden seni kurtarıyor. En güzel yanı sana durakların nerelerde olduğunu ve hangi durakta inmen gerektiğini önceden söylemesi. Bu uygulama sadece gideceğiniz şehirde değil yaşadığınız şehir içinde de çok işe yarıyor. Nitekim biz de ilk İstanbul’da kullanmaya başladık. Sydney’in toplu taşıma saatlerini gösteren ‘Trip View’ uygulamasının yanında, Moovit’in fonksiyonlarını çoğunlukla içeren Google Maps uygulamasını da unutmayalım. Tüm bu uygulamalaların beklenmedik trafik şartlarından, atlanan otobüs seferlerinden haberdar olamadığını da göz ardı etmemek lazım. Hiç biri bir hareket amiri değil.





Coinkeeper
Sanırım olmazsa olmazımız bu uygulama. Coinkeeper’ı Özgür sayesinde (zorunlu) ben de kullanıyorum. “Hımm..Ben bu ay neye, ne kadar harcadım acaba?” diye zaman zaman kendime soruyordum. Bu uygulamayla her ay sonunda harcama geçmişime baktığımda şok oluyorum. Örneğin Türkiye’deyken kahve çok çok az içerken buraya geldiğimden beri en artış gösteren harcamalarımdan biri kahve olmuş. Alırken 3,5 AUD az geliyor ama ay sonuna geldiğimde bir bakmışım 80 AUD sırf kahveye gitmiş. Bunun yanında faturalar, ev kirası, dışarıda yenen yemekler, kendime yatırım olarak aldığım online kurs ücretleri gibi yaptığım harcamanın ertesinde düzgünce kaydedersem çok faydasını görüyorum.
Bu uygulamanın en güzel yanı paylaşımlı olarak kullanılabilmesi. Böylece bir ailenin harcamaları homojen olarak izlenebiliyor. İki ayrı veriyi kafadan toplamak, çıkartmak zorunda kalmıyorsunuz.
Burasıyla alakasız ama sadece kahve satan ve Bondi’ın göbeğinde olan bu dükkanlar o kiraları nasıl veriyor? Buraya not olsun, bunu araştırıp öğreneceğim.
CommBank (veya sizin bankanızın mobil uygulaması)
Mobil bankacılık uygulamaları, özellikle Türk bankalarında kendilerini her geçen gün daha fazla aşıyorlar. Bu uygulamalar üzerinden deniz aşırı para transferi de artık mümkün olduğu için göz ardı etmek olmaz.
Önceki yazılarımdan ve VLOG’dan da bildiğiniz üzere, biz daha buraya gelmeden hesabımızı Commonwealth Bankası’nda açmıştık. Geldiğimizde şubeye uğrayıp güncellemeler yaptık, kartlarımızı talep ettik. O sırada bankanın uygulamasını da indirdik.
CityMaps2go
İnternet olmasa bile çalışan bu yön bulma uygulamasını çok kez anlatmışlardır. Gerçekten bilerek kaybolmak isteyenler dışında artık herkes istediği yere ulaşabilir. Yapılması gereken, internet bulduğunuz anda, olduğunuz ya da gideceğiniz yerin haritasını indirmek. Gerisi telefonunuzun GPS kapasitesine bakıyor.
Shark Smart
Bu uygulama Avustralya’nın New South Wales eyaletine özel ancak köpekbalığı riski olan, dünyanın diğer bölgeleri için de benzer örnekler bulabilirsiniz. Sanırım. Gitmeden önce bir bakın yani. İster istemez kafamızda o soru oluşacaktır. Acaba şu an burada köpekbalığı var mıdır?
NSW hükümeti, köpekbalıklarının yakalanıp etiketlendikten sonra salıverildiği, takip sistemlerinin yüzme bölgelerine yerleştirildiği, havadan ve etiketler yardımıyla sahillerdeki alıcılardan risklerin tespit edildiği bir projeye sahip. Risk tespit edilen bölgeler de bu uygulama aracılığı ile duyuruluyor.
Eğer köpekbalığı gelmişse bu şekilde gösteriyor.
Eğer sizler de bu uygulamaları kullanıyor ve yukarıda bahsetmeyi atladığım diğer fonksiyonlarından da herkesin haberdar olmasını istiyorsanız lütfen yorum bırakmayı atlamayın. Hele hele başka uygulamalar da önerirseniz ne güzel olur.
Avustralya ve Sydney ile ilgili merak ettiğiniz, sonraki yazılarımda okumak istediğiniz konular için de ses etmekten çekinmeyin.
Görüşmek üzere!