İkinci hafta ikinci yazı. Selin kendine gel.

Bir önceki yazımda bir gelişmeyi açıklayacağımı söylemiştim. İlk önce onu anlatayım. Kendi evimize taşınıyoruz!!! 💫💃🏻 Yani henüz bulamadık o evi ama şu an kaldığımız evden ayrılıyoruz. Şimdi, koskoca Ekim ayını Türkiye’de geçireceğiz. Biz oradayken buradaki odamıza boşuna kira vermek çok mantıksız geldi. Bu fikir aklımıza gelince (benim aklıma geldi, ehe.) hemen Ali ve Başak’a danıştık. Hem bize destek verdiler hem de “ev bulana kadar bizde kalırsınız” dediler. Bir buçuk yıl evvel buraya ilk geldiğimizde kalacak yerimiz yoktu, şimdi yine aynı heyecanı bir kere daha yaşayacağız ama bu sefer farklı. Çünkü arkadaşlarımızla beraberiz. Çok güzel olacak. 💗
Ardından, sıra bu haberi ev arkadaşlarımız ile paylaşmaya gelmişti ve geçtiğimiz Cuma günü Eylül sonunda evden ayrılacağımızı söyledik. Bir türlü ikisi aynı anda evde olmayınca bu durumu bir hafta boyunca konuşamamıştık. Cuma akşamı evde olurlar diyerek o günü bekledik. Peki o gün ne oldu? İkisi de kalıcı oturum izni (PR) aldıklarını öğrendiler (yaklaşık 5 senedir bekliyorlardı). Ben: “Nasıl söyleriz? İhanet ediyormuş gibi hissediyorum.” diyerek bir hafta boyunca kıvranmıştım ve en mutlu mesut şekilde eve geldikleri o günü bulup biraz muhabbet sonrası durumumuzu açıkladık. Neyse ki çok güzel karşıladılar. Biz Türkler çoğu zaman karşımızdakilerin ne düşündüğünü kafaya çok takarız ya, o sebeple ben ekstra stres olmuştum. Bir yer bulana kadar eşyalarımızı depoda tutabileceğimizi söylediler. Çok tatlılardı. İyi ki onlarla bu ilk bir buçuk senemizi geçirmişiz diyoruz. Luna da anlayışla karşıladı.

Şimdi bu yazımda biraz TAFE’ten bahsedeyim istiyorum. Benim deneyimlediğim halini ve genel bir bilgi vermek adına yazıyorum. Buraya PR-eş vizesi ve bir kaç daha farklı vize çeşidi alıp gelen ve dili yeterli olmayan göçmenler, mülteciler için devlet AMEP (Adult Migrant English Program) adı altında 510 saatlik dil kursu hizmeti sağlıyor. Sadece dil okulu demek yanlış olur, bir nevi Avustralya kültürüne, yaşam tarzına, iş hayatına, kısacası günlük hayata daha hızlı adaptasyon için hazırlık kursu da denebilir. Tamamen devletin fonladığı ücretsiz bir hizmet. Ben bu kurstan nasıl haberdar oldum? Buraya göçmenlik ajansı yardımı ile geldiğimiz için süreç içerisinde bize bahsedilmişti.
Mayıs 2017’de yaşadığımız eve çok yakın olan AMEP kurs merkezine gidip kaydımı yaptırmıştım. Bir günde kayıt işlemi halloldu ve diğer bir günde de seviye tespit mülakatı yaptılar ve sonucunda haftanın 4 günü kursa gidip gelmeye başladım. Aradan 2 ay gibi bir süre geçince bize bir açıklama yaptılar ve bu sene devlet desteğini alamayacaklarını ve kursa bu kurumda devam edemeyeceğimizi söylediler. Zannediyorum her 7 senede bir anlaşmalar yenileniyormuş ve bu sene tüm bu süreç için devlet desteğini TAFE devralmış. Benim TAFE ile tanışmam tamamen buna denk geldi ve tüm öğrenciler otomatik olarak oraya yönlendirildik.
TAFE tüm Avustralya’da şubeleri olan bir eğitim kurumu olduğundan neredeyse her ilçede kampüsleri mevcut. Haliyle herkes kendine yakın olan kampüsü tercih etti ve bizim sınıfımız dağılmış oldu. Ben şehirdeki Ultimo kampüsünü tercih ettim. Otomatik olarak hocalarımız da değişmiş oldu. Kimisi o sene ilk kez öğretmenliğe başlamıştı, kimisi yıllardır öğretmenlik yapıyordu. Toplamda üç hocamız oldu ve bunlardan ikisi Aussie’ydi. Kursun sonlarına yaklaşırken artık hep aynı şeyleri işliyormuşçasına bir sıkıntı kaplamaya başlamıştı beni ama yine de bitirmeye kendimi zorladım. Gösterilen İngilizce çok üst düzey değildi ama başlangıç için yeterliydi. Eğer her yapılanı öğrendiysen ve günlük hayatında da kullanıyorsan zaten hiçbir şekilde hiçbir işte sorun yaşamazsınız öyle söyleyeyim. Abartmıyorum, kursta yeni öğrendiğim her kelimeyi gazetelerde, tvde, dergilerde o kadar çok görüyorum ki. Bize mülakat tekniklerinden, sunum tekniklerine, kompozisyon yazmaya, toplantı notu almaya çoğu şeyi gösterdiler. Faydası olmadı diyemem. Herşey bir yana iki tane çok yakın arkadaşım oldu bu kurs sayesinde. Liliya ve Karen.

Bu 510 saatlik kısmı bitirince de sana ek saat sunuyorlar. Dilersen 5 ya da 6 farklı alanda meslek edindirme kurslarına katılabiliyorsun. Kurslardan aklımda kalanlar muhasebe, çocuk bakımı, çiçekçilik, hizmet sektörü. Yaklaşık 2 ay kadar da bu eğitimleri alabiliyorsun. Ben İngilizce kısmını tamamlayınca zaten çalışmaya başlamak istiyordum ve o kurslara devam etmedim. Nihayetinde kısa sürede iş buldum. Arkadaşım Liliya bu kurslardan biri olan “Administration” kursuna başladı ve bitirdikten sonra muhasebe departmanında işe girdi. Cv’de TAFE’in adının yazmasının, özellikle lokal tecrübe arayan bu ülkede yeni gelenler için büyük bir artı olduğunu düşünüyorum.
Kısacası benim TAFE hikayem böyle idi. LinkedIn’de kişilerin profillerinde gezinirken buradan mezun çokça kişi olduğunu görüyorum. Hem normal bir üniversiteye göre ucuz( eğer vatandaşsan ve PR’ın varsa daha indirimli), hem çok fazla şubesi var hem de binden fazla kurs seçeneği var. Online olarak alınabilen kursları da çok fazla. O sebeple çokça tercih ediliyor. Bu siteden detaylı olarak isterseniz bakabilirsiniz.
İzninizle şimdi ben önümüzdeki hafta ne yazsam moduma giriyorum.
Adios..